FIRST LANGUAGE ACQUISITION
Ana dilin kazanımı (acquisition) gelişme hızı bakımından dikkate değerdir (remarkable). Bir çocuk ilköğretim okuluna başlayana kadar dil kullanımında tecrübeli olur (sophisticated). Kendisi için başka yaratıkların veya bilgisayarın yapamayacağı bir iletişim sistemi düzenler. Sosyal ve kültürel farklılıkları bir kenara bırakıp bütün çocukların dil edinme hızını ve bunun oluşumunu ele alırsak, küçük çocuklardaki (infant) bu dil edinme yeteneğinin (predisposition) doğuştan gelen tanrı vergisi (innate) bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Bunu her yeni çocuğa verilen bir dil kabiliyeti (language-faculty) olarak adlandırabiliriz. Ama tek başına bu kabiliyet yeterli değildir.
Basic Requirements :
Çocuk 2-3 yaşlarında kendi dil yeteneğinin bilincini yaratması için belirli bir dili kullanan (İngilizce gibi) konuşmacılarla iletişim kurma ihtiyacı duyar. Duymayan bir çocuk dili kullanamaz çünkü bu bilinci için gerekli dili öğrenemez. Bu noktada kültürel transfer de önem kazanır, dil öğrenme yeteneği doğuştan gelir ama bu dil sonradan kazanılır.
Ayrıca çocuk fiziksel olarak sinyal yollama ve algılama sorunu çekmemelidir. Bütün çocuklar ilk birkaç ay “cooing” (kuş sesi) ve “babbling” (anlaşılmaz laf) türde sesler çıkarır. Ama eğer çocuk doğuştan sağır (deaf) ise bu sesleri altıncı aydan sonra durdurur. Yani bir dili konuşabilmesi için çocuk kullanılan dili duyabilmelidir. Tek başına sesleri duymak da yeterli olmayacaktır. Örneğin bir durumda, sağır olan ana babanın normal duyabilen oğullarının dili öğrenmesi için televizyon ve radyo ile iletişim kurması sağlandığı gözlenmiştir. Fakat çocuk İngilizce’yi anlama ve konuşma yeteneği geliştirememiştir. Ama üç yaşında kusursuzca Amerikan İşaret Dilini kullanabilmekteydi – yani ailesiyle iletişim kurduğu dili. Dil sadece diğerleri için iletişim fırsatı yaratacaktı.
The Acquisition Schedule :
Kültür farklılıklarını düşünmezsek bütün çocuklar aynı zamanda aynı programla dil geliştirirler. Nasıl fiziksel hareketlerimiz ve motor gelişimimiz aynı ise dil edinme programımız da aynıdır. Bu biyolojik program insan beyninin gelişimine ve lateralization (tek taraflılık) sürecine bağlıdır. Eğer insanın dil edinimini destekleyen bir biyolojik program varsa bu çocuğun çevresindeki sosyal faktörlere de bağlıdır. Bir çocuğun yaşamının erken yıllarında farklı zamanlarda dil biliminin rahatsız edici öğeleriyle başa çıkmasını (cope with) sağlayacak biyolojik bir güce sahip olduğunu düşünebiliriz. Bu dil edinme gücünün ihtiyacı olan ise yeterli (sufficent) ve değişmez (constant) bilgidir (input). Yani çocuk duyduğu konuşmalardaki düzeni (regularity) öğrenerek bunu kendi söylediklerine uygular.
Some Controversies (münakaşa) :
Bu konulardan bazıları halen çocuk dili üzerinde çalışanlar için tartışma konularıdır. Örneğin; araştırmalara göre bir çocuğun ilk çevresi kültürden kültüre değişiklik gösterir. Sonuç olarak, Orta sınıf İngiliz kültüründeki dil edinme üzerine çalışmalar diğer kültürlerin çalışmalarıyla uyuşmayabilir. Doğuştan olma (innateness) konusunda da tartışmalar vardır. Noam Chomsky’e (1983) göre dilin gelişimi diğer organlarımızın gelişmesi gibi bir şey olduğundan “Language Growth” olarak adlandırılmalıdır. Bu fikir diğerlerinin göz önünde bulundurduğu çocuğun çevresinin ve tecrübelerinin dil üzerine etkisini önemsemez (underestimate). Hangi dil edinme gelişimi insan türlerinde genetik olarak nasıl önceden kararlaştırılmıştır?
Bir başka tartışma konusu ise genç çocukların dil üretimini nasıl tanımladığımızdır. Dil bilimciler, bildikleri fonoloji ve kelime bilgisi (syntax) ile çocuğun konuşmayı yarattığı kanısındalar. Fakat, çocuğun duyduğu veya söylediği (utter) üzerine fikri farklı zamanlarda farklı durumlara bağlı olabilir. Örneğin, bir çocuğun “lookatthat” sözü onun için basit bir kelime olabilir fakat gerçekte bu söz üç parçadan oluşmaktadır.
Caretaker Speech :
Batı kültürlerinde normal koşullarda, ev ortamında yetişkinlerin tipik hareketlerinden dil edinimlerinde yardım alırlar. Normal yetişkin ve yetişkin konuşması gibi bir iletişimi bebek ile kurmaya çalışmazlar. Örneğin, bir babanın çocuğuna sözü şu olabilir :
-Oh, goody, now Daddy push choochoo?
Bir çocuk ile iletişimde uzun zaman harcayan birisinin diğerlerinden ayırıcı nitelikte olarak basitleştirilmiş türdeki konuşmasına “caretaker speech” veya “motherese” denir. Bu konuşma türündeki kalıplar genelde abartılı konuşma şeklindeki (exaggerated intonation) sorulardır. Bu tür, ilk zamanlarda “baby-talk” olarak ifade edilen kalıpları da içine alır. Bunlar basitleştirilmiş sözcükler (tummy, nana) veya çocuğun çevresindeki nesneler için kullanılan basit bir sesin tekrarlanmasıyla oluşturulmuş farklı kalıplar olabilir (choo-choo, poo-poo, wawa).
Çocuk konuşmaya katılamasa bile bu türde konuşma ona bir rol verir. Cretaker Speech aynı zamanda basit cümle yapıları ve bir çok tekrardan oluşur. Eğer çocuk sesleri ve kelimeleri bir araya getirmekte kendini geliştirmiş ise kullandığı basit dili diğer konuşmacı onunla paylaşırsa iletişim gerçekleşebilir. Bu konuşma türü çocuk dili daha fazla kullanmaya başladıkça değişir ve ayrıntılar kazanır.
Caretaker konuşma sık sık (frequent) sorulardan, abartılmış konuşma şekillerinden, basit cümle yapılarından, birçok tekrardan ve basit kelime bilgisinden oluşur.
Pre-language Stages :
Çocuğun dil edinmesindeki ilk dil öncesi sesler “cooing” ve “babbling” olarak adlandırılır. 3 haftadan 10 haftaya kadar çocuk ses bilgisini üç bölümde geliştirir. İlk fark edilebilir sesler “cooing (ötme)” olarak adlandırılır. Bu türde damaktan gelen sessizler “k, g” ile (velar consonants); yüksek sesliler “i, u” çoğunlukta kullanılır. Bunlar çocuk üç aylık olduğunda duyulabilir. Fakat çocukların büyük çoğunluğunun kullandığı sesli harfler “mom” ve “dad” kelimelerinde olanlardan daha farklıdır.
6 aylık olduğunda çocuk oturabilir ve “fricative” ve “nasal” sesler gibi sessizler ile seslileri üretebilir. Bu düzeyde üretilen sesler “babbling” olarak adlandırılır ve “mu” “da” gibi hecesel sesler içerebilir. Bu kısmın ileri safhalarında (9.ay) sesli ve sessiz harflerin birleşmesiyle fark edilebilir bir konuşma şekli oluşur. 10. ve 11. aylarda çocuk yürümeye başlamasıyla çocuk duygu ve ısrarlarını seslerle belirtmeye başlayabilir. Bu sürecin sonu çocuk için “sound-play” ve taklit (imitation) çabalarıyla doludur. Bazı psikologlara göre bu konuşma öncesi seslendirmeler çocuklara konuşmalarının sosyal rolü için deneyim kazandırır. Çünkü bu konuşma türüne ebeveynler sanki çocuklarının sosyal etkileşime katılma şekliymiş gibi manasızca tepki gösterirler.
Bu noktada dikkat edilmesi gerekir. Çocuk dili araştırmalarında hangi çocuğun dili üzerine araştırma yapılıyorsa yaşı kesinlikle dikkate alınır. Ayrıca araştırmalara göre çocuklar arasında dilsel edinimlerinin süreci yaş bazında değişmeler (variation) gösterir. Bu nedenle tanımlamalar yapılırken “6 aya kadar, 2 yıla kadar” gibi geniş zaman dilimleri kullanılır. Çünkü bireyselleştirilmiş deneyimleri dil edinimi sürecini tanımlarken genel durumlar olarak araştırırız.
The One-word or Holophrastic Stage :
12. ve 18. aylar arasında çocuk tanınabilir basit sözcükler üretmeye başlar. Bu düzeye “one-word stage” adı verilir. Çocuk bu dönemde çevresindeki nesneleri “milk, cookie, cat, cup” seslendirebilir. Çocuk bir süre sonra “what’s that” gibi bir kalıp oluşturduğunda ise buna “single-unit/form” adı verilir. Bu düzeyin diğer bir adı ise holophrastic’tir. Bu bir deyim veya cümle olarak kullanılsa da çocuk normalde bunları basit birer kelime olarak düşünüyor olabilir.
Bu basit yapılar genelde cisimleri adlandırmakta kullanılır. Bazı durumlarda çocuk belirli bir ismin kullanım alanını genişletebilir (extend). Mesela, bir çocuğun ablası hep aynı yatakta uyuyorsa o yatakta olmadığı zamanlarda bile çocuk yatağı ablasının adı ile isimlendiriyor olabilir. Bu düzeyde çocuk Ablasını ve yatağı ayrı ayrı ifade edebiliyor olsa bile bu iki ismi bir araya getiremez.
The Two-word Stage :
İki ayrı kelimenin bir araya gelmesiyle oluşan terim ve yapıları çocuklar 18. ve 20. ay arasında kullanmaya başlarlar. Bu dönemin başında çocuğun kelime hafızası 50 kadardır. Çocuk 2 yaşına gelene kadar “baby chair, mommy eat, cat bad” gibi kelime çiftleri türetebilir. Elbette bu terimler büyüklerin kullandığı kadar konuşma içeriğine uygun yapıda olamazlar. Mesela çocuk “baby chair” terimini “bu bebeğin sandalyesidir, bebek sandalyededir, bebeği sandalyeye koy” gibi farklı anlamları vermek için kullanıyor olabilir.
Çocuk ne iletmek isterse istesin sonuçta çocuk yetişkinlerinkine benzer ifadelere yaklaşmıştır. Çocuk iletişim kurduğunun farkındadır. İki yaşında çocuk 200-400 farklı kelime üretiyor olsa bile yetişkinleri tarafından eğlendirici konuşma arkadaşı olarak davranılacaktır.
Telegraphic Speech :
2-3 yaşlarındaki çocuk terimleri de içeren bir çok söz kullanmaya başlar. Kelime hazinesindeki göze çarpan (salient) gelişme durur ama kelime yapılarındaki değişme meydana çıkar. Ardından morfemlerdeki çeşitlilik gelir. Bu gelişim düzeyine “telegraphic speech” adı verilir. Kelimelere ait morfemler oluşturulabilir. Örneğin; Andrew want ball, cat drink milk, this shoe all wet. Çocuk cümle yapılarını birleştirme ve doğru yerleştirme yeteneğini bu süreçte geliştirir. Bu türde bir telegram-speech üretilmeye başlandığında birçok grammar çekimleri ve prepositionslar meydana çıkar.
2 buçuk yaşında çocuğun kelime bilgisi süratle (rapid) büyür. Çocuk daha fazla konuşmaya başlar (initiate). Ayrıca koşma, atlama gibi fiziksel aktiviteler de bu dönemde gelişir. 3 yaşına kadar çocuğun kelime hazinesi yüzlerce kelimeden oluşabilir ve telaffuzu, yetişkin diline yakın bir forma girer.
The Acquisition Process :
Çocuğun kelime hazinesi büyüdükçe onun dili öğrenmesinin de geliştiği varsayılır. Bu fikir çocuğun kesinlikle yaptığı olaya yeteri eğeri vermez (underestimate). Çocukların büyük (vast) bir çoğunluğuna bir dili nasıl konuşacakları hakkında bilgi verilmez. Zaten kelime ve deyimlerle derece derece dolan boş bir beyni tanımlayamayız. Daha gerçekçi bir fikir, çocukların onlara söylenen şeylerden dili kullanmanın mümkün yollarını çıkarmalarıdır. Çocuğun dilsel üretimi bu yapıları deneme ve çalışıp çalışmadıklarını test etmeyle oluşur. Çocuklardan devamlı olarak (consistently) papağan gibi (parrot-fashion) büyüklerinin konuşmalarını taklit ederek (imitate) dili edindiklerini düşünemeyiz. Elbette çocuklar büyüklerinin sözlerini tekrarlayabilir veya onların konuşmalarından bir çok kelimeyi hazinesine ekleyebilir. Yinede çocukların konuşmalarında karşılaşabileceğimiz bu tür ifadeleri yetişkinler üretmez. Örneğin : Woodstock bir hayvanın adıdır ama çocuk bunu bir fiil olarak kullanabilir.
Yetişkinin düzeltmeleri çocuğun nasıl konuştuğunu belirleyen etkenlerden sayılamaz. Bir yetişkinin, çocuğun konuşmasını düzeltmeye çabaladığı birçok komik diyalog parçaları (snippet) gözlemlenebilir.
Çocuğun hatasına yetişkin kurnazca (subtle) bir düzeltme yapsa bile çocuk inandığı formu kullanmaya devam edebilir. Örneğin şu diyalogda çocuk ne annesinin düzeltmesini kabul ediyor nede onun konuşmasını tekrarlıyor, fiilin past halini yanlış kullanmaya devam etmektedir :
Child : My teacher holded (wrong form of past) the baby rabbits and we patted them.
Mother : Did you say your teacher held (V2 of hold) the baby rabbits?
Child : Yes
Mother : What did you say she did?
Child : She holded the baby rabbits and we patted them.
Mother : did you say she held them tightly (sıkıca)?
Child : No, she holded them loosely.
Çocuğun yalnız iken ses ve kelimeleri birleştirmesi onun dil edinme gelişimi için yetişkinler ile iletişimden önemli bir ilerlemedir. İki yaşında bir çocuk yatağında yalnız uzanmış kelimeler ve kalıplarla şu şekilde oynarken duyulabilir : I go dis way…way bay…baby do dis bib…all bib…bib…dere…. Bu tür bir pratik çocuğun kelime hazinesinin gelişiminde önemli bir faktör olarak görülebilir. Telegraphic düzeyin ötesindeki bu gelişme çok geveze kimsenin çıkardığı konuşma ile açıklanabilir.
Morphology
Çocuk 3 yaşına gelene kadar telegraphic konuşmanın ötesine gider ve kelimeler ile isimlerin grammar fonksiyonlarını işaret eden (indicate) seslerin bazılarını kullanabilirler. Bunlardan ilki çoğunlukla “–ing” olur. Daha sonra ardından çoğul eki “-s” gelir. Bu yapının kazanılması genelleştirme (overgeneralization) ile başlar. Bu çoğuk eki bütün isimlere uygulayacak olan çocuk “mans, foots” gibi hatalara alışabilir. Çocuk “houses” örneğinde olduğu gibi çoğul “-s” ekinin farklı bir telaffuzunu öğrendiğinde bunu “boyses, footses” gibi formlar ile kullanmaya kalkışabilir. Bu genelleştirme süresi başladığında bazı çocuklar “men” gibi düzensiz çoğullara bir süreliğine alışabilirler ama daha sonra bu öğrendikleri formu genel “-s” ile karıştırabilirler : “some mens, two feets, two feetses”.
Daha sonra çocuklar possessive “-s” in kullanımını ve “are, was” gibi olmak fiilinin farklı türlerini edinirler. Was, want, came gibi fiillerin değişik formları edinilir. Bu düzensiz fiiller düzenliler kadar fazla kullanılmaz. Önce went, came gibi formları öğrenen çocuk daha sonra düzenli “-ed” fillere (walked, played) alıştığında “goed, comed” gibi formlara yönelebilir. Çocuk belli bir süre boyunca “-ed” ekini her kelimede kullanıp “wented, walkeded” gibi garip kalıplar yaratabilir. Genellikle 4 yaşından sonra çocuk hangi formların çoğul hangilerinin tekil olduğuna alışır. Son olarak da çocuk 3.tekil kişide geniş zamanda fiillerin sonuna “-s” eklemeyi öğrenir. Önce full verbs (comes, looks) daha sonra auxiliary (does, has) fiiller öğrenilir.
Bu düzen (sequence) içinde elbette değişkenler (variability) olacaktır. Çocuk aslında iletişim kurarken bir taraftan da dili nasıl kullanacağını öğreniyordur. Çocuk için onun “goed, foots” gibi ifadeleri onun dil gelişimi süresince ne ima ettiğini söyleme denemeleridir. Bazı ebeveynlerin çocuklarının böyle ifadeleri evde duymadığını savunmaları mantıksızdır çünkü çocuğun dil ediniminde tekrar öncelikli etken değildir.
Syntax
Tekrar karşıtı kanıtların benzerleri çocuk tarafından kullanılan söz dizimi (syntactic) yönünden yapılarda da bulunmuştur. 2 yaşındaki bir çocuktan yetişkin birinden duyduğunun tekrar edilmesi istenir. “The owl who eats candy runs fast”. Çocuk tekrarı şu şekilde yapar : “owl eat candy and her un fast”. Çocuk söyleneni anlamıştır ve onu kendi anlatım yoluyla ifade etmiştir.
Çocuk konuşmasındaki söz dizimi gelişimi araştırılmıştır. K-Bu konuyu düzenli bir yolla kazanılan ve iyi araştırılmış iki maddeyle sınırlayabiliriz (restrict). Sorularda ve negatiflerde teşhis edilebilir 3 durum ortaya çıkar. Çocuğun yaşı kesin etki göstermemekle birlikte
1.stage : 18 – 26 aylık iken
2.stage : 22 – 30 aylık iken
3.stage : 24 – 40 aylık iken çocukta gözlemlenir. Farklı çocuklarda farklı yaşta oluşabilir.
Sorular : Birinci basamakta (1.stage) çocuklar basitçe soru kelimesi ile ifadeyi bir araya getirerek veya telaffuzda ifadenin üzerine baskı yaparak soru oluştururlar :
Where kitty? Where horse go? Sit chair? See hole?
İkinci basamakta daha karmaşık ifadeler oluşturulabilir. Ama telaffuzda baskı ile soru oluşturma devam eder, daha fazla soru kalıbı kullanılır :
What book name? Why you smiling? You want eat? See my doggie?
üçüncü basamakta özne fiil uyumu sağlanır ama soru kelimeleri gerekli düzende kullanılamayabilir. Gerçekte okula başlayan çocuk bile hala dil bilgisel olarak uygun soru formunu kullanma gereği duymayabilir :
Can I have a piece? Why kitty can’t stand up? Did I caught it? How that opened?
Negatifler : Birinci basamaktaki çocuk ifadesinin başına “no veya not” eki getirerek olumsuz ifade oluşturur : no mitten not a teddy bear no fall no sit there
İkinci basamakta çocuk “no, not” yanında “don’t, can’t” ifadelerini de kullanmaya başlar. Ayrıca bunları cümleden önce değil fiilden önce kullanmayı öğrenir :
He no bite you You can’t dance There no squirrels I don’t know
Üçüncü basamakta “won’t, didn’t” gibi auxiliary formlar kullanılmaya başlanır. Birinci basamak artık gözlemlenmez. “Isn’t” formu en geç elde edilendir. İkinci basamak hala uzun süre gözlemlenebilir.
I didn’t caught it She won’t let go He not taking it This not ice cream
Semantics (Anlambilim) :
Bu kısa hikayelerin (anecdotes) çoğunda çocuğun konuşmasında garip kelime kullanışlarına yönelmesi hakkındadır. Sineklerin eve mikrop getirdiği söylenen bir çocuğa mikrobun ne olduğu sorulduğunda : “something the flies play with” cevabı alınabilir. Her zaman çocukların kelimelere yüklediği anlamları bu kadar dikkatli, tam (precisely) belirlemeleri mümkün olmaz.
“Holophrastic” düzey boyunca çocukların çoğu sınırlı kelime hazinelerini bir çok nesne için kullanabilirler. Bir çocuk “bow-wow” kelimesini öce köpekler için, sonra bir kürk için, kol düğmeleri için (cufflink) ve hatta banyo termometresi için kullanabilir. Çocuğa göre “parlak nesne” anlamını taşıyabilir. Başka bir çocuk ise aynı kelimeyi kediler, atlar ve sığırlar için kullanabilir.
Bu duruma “overextension (genişletme)” denir. Çocuğun, bir kelimenin anlamını şekli, büyüklüğü, sesi, hareketi veya renkleri benzer olan diğer nesneler için de kullanmasıdır. Çocuklar “ball” olarak bütün yuvarlak objeleri isimlendirebilir. “Tick-tock” kelimesi genelde saatler için kullanılır ama çocuk bunu ayrıca yuvarlak kadranlı bir banyo derecesi için de kullanabilir (bathroom scale). “Fly” kelimesi ilk olarak böcekler için kullanılır. Daha sonra bu kelime kirli noktalar (specks of dirt) ve hatta ekmek kırıntıları (crumb) için de kullanılabilir.
“Overextension” çocuğun konuşma üretiminde fazlasıyla olsa da anlayışını etkilemeyebilir. 2 yaşındaki bir çocuk bütün yuvarlak objelere elma dese bile, sorulduğu zaman elmayı diğer yuvarlak objelerin içinden seçebilir.
Çocukların dilinde anlam bilimin ilginç bir ayrıntısı kelimelere ait bağlantının oluşturulma biçimidir. “Hyponymy” olarak çocuk “animal-dog-poodle” setinden ortadakini düzeyi (hayvan-köpek-doberman) kullanacaktır. Genel tanımı (animal) öğrenmek daha mantıklı görünecektir, ama çocuk “animal” tanımına yakın bütün anlamlarda ilk olarak “dog” ismini kullanacaktır.
Benzer bir eğilim (tendency) çocuklarıyla konuşan yetişkinlerde de vardır. Yetişkinler çocuğa önce lale veya bitki değil çiçek kavramını öğretirler. Zıt anlamlı kelimeler (antonymous) daha geç (5 yaşından sonra) kazanılmaya başlanır. “less-more, buy-sell, before-after” gibi kelime çiftleri arasındaki fark daha geç kazanılacaktır.
Çocuğun 5 yaşına kadar dil ediniminin büyün bir kısmını tamamladığı varsayılır. Daha sonrası bazılarına göre hedef dile başlamak için iyi bir zamandır. Ama eğitimciler hedef dil için daha geç bir başlangıç tarihini uygun bulurlar.
Merhaba ben İngiliz dili ve edebiyatı öğrencisiyim. 3. sınıf dilbilimi dersim için çok yararlı oldu bu paylaşımın. Eğer dilbilimiyle ilgili ya da dil edebiyatla ilgili başka paylaşımların varsa ulaşmak isterim. Emeğine sağlık.
Teşekkür ediyorum